Nefesli sazlar grubundadır.
Bahar aylarında kuşburnu bitkisinin taze sürgününden yapılan bu düdük çeşidi, yörede kuşburnu düdüğü olarak bilinmektedir. İlk olarak Mahmut Polat tarafından gündeme getirilen bu çalgı, tek gövde üzerine yapılabildiği gibi, bir gövdeye ağızlık takılmak suretiyle, iki parça halinde de yapılabilmektedir. Tek parçalı olarak tasarlanan kuşburnu düdüğünün yapısal özellikleri için şunları söyleyebiliriz: Belirli ölçülerde kesilen kuşburnu dalının dış kabuğu, dalın üzerinden bütün şekilde sıyrılarak zedelemeden çıkartılır. Daha sonra soyulan iç dal, ikiye bölünür. Her iki dalın içinin pamuksu dokusu-özü boşaltıldıktan sonra bu dallar tekrar birleştirilir ve çıkartılan kabuk üzerine yeniden montelenir. Diğer bir yapım şekilde, gövdenin kabuğuyla birlikte ortadan ikiye ayırılarak içinin boşaltılıp ip yardımıyla tekrar birleştirilmesi halidir. Her iki şekilde de bir tarafı kapalı olarak tasarlanan düdüğün, kapalı kısmına ortalama 4 -5 cm’yi geçmeyecek şekilde bir yarık açılır. Bu yarık (dil) sayesinde düdükten ses çıkar. Sonra üzerine 5 veya 6 delik açılır. Bu delikler kızgın bir demirle dağlanarak veya bıçakla kesilerek kare biçiminde açılmaktadır. İki parçalı olarak bahsettiğimiz kuşburnu düdüğünün gövdesi de aynı şekilde yapılırken, ağızlık için ayrıca bir parça tasarlanır ve üzerine dil açılarak gövdenin içine sokulur. Ses sahası olarak 6 veya 7 ses aralığına sahip bu çalgı, genellikle rast ve hüseyni makamı seslerini vermektedir. Altta ise çoğunlukla delik yoktur.