Nefesli sazlar grubundadır.
Burgu borusu, kızılağaç (yaykın), kiraz, söğüt ve yöresine özgü, özül gibi ağaçlardan yapılmaktadır. Bu çalgı, Türklerin en eski boru çeşidi olan ve derviş borusu diye adlandırılan ‘nefir’in bir benzeridir. Bu boru, ağaçların kabuğuna su yürüdüğü zamanlar da yani genellikle ilkbahar ayında yapılmaktadır. Çünkü su yürüyen kabuk daha kolay soyulabilmektedir. Buna göre bahar ayında su yürüyen uygun ağacın dalları kesilir, kesilen dalın kabuğu, helezonik bir şekilde soyularak çıkartılır sonra zurna gibi konik şekilde üst üste sarılır. Burgu borusu bir diken veya kıymık yardımıyla birbirine sabitlenir. Ucuna ötmesi için zıpcuk veya boru ağızlığı konulur. Bu ağızlık iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi ağacın kabuğunun soyulmasıyla oluşan kabuk (zıpcuk) şeklinde, ikincisi de sipsi dili gibi yapılandır. Genellikle tek ses verebilen bu çalgının üzerine bazı bölgelerde başka deliklerde açıldığı ve o şekilde icra edildiği de söylenmektedir. Ancak bunun herhangi bir prototipine bölgede rastlanamamıştır. Bu çalgının genel formuna baktığımızda borunun iç çapı veya uzunluğuna göre akordunun tizleşip pesleştiği söylenebilir. Borunun boyu uzadıkça pes, kısaldıkça da tiz ses verme özelliği vardır. Çalgı tek çalındığında genellikle do, re, mi, fa, sol, la, si sesleri verirken; buna bağlı olarak sazdan toplu halde çalındığında aralık ve akor tınıları duyabilmek mümkündür. Burgu boru enstrümanı, tüm bölgelerimizde yani Anadolu coğrafyasının tamamında rastlanabilen bir çalgımızdır.